{ "title": "Kız Kulesi Efsanesi", "image": "https://www.kizkulesi.gen.tr/images/kiz-kulesi-efsanesi.jpg", "date": "21.01.2024 19:28:00", "author": "Paye", "article": [ { "article": "Kız kulesi efsanesi; İstanbul'un Bizans döneminden beri varlığını koruyan; tarihi, kültürel, turistk, vs. Etkinliklerde artık Üsküdar'ın sembolü haline gelen, Salacak kıyılarının biraz açığında görülen kulenin efsanesidir. Karadeniz ve Marma Denizi arasındaki küçük bir adacığa inşa edilen bu kulenin tam olarak ne zaman yapıldığı veya ilk yapılışındaki amacının ne olduğu tam olarak bilinmemekle beraber, M. Ö. 30'lu yıllardan günümüze kadar Bizans, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti bünyesinde çok çeşitli amaçlarla kullanılmıştır.

Kız kulesi efsanesi ile ilgili hemen herkes tarafından bilinen bir öykü vardır. Aslında kız kulesi efsanesinin var olmasının en büyük sebeplerinden biri de ilk yapılış amacının gizemini hala koruması ve bu gizem yerine yazılan bir efsanenin dilden dile yayılmasıdır. Bu hikayeye göre kız kulesi efsanesinin kökeni eski çağlarda yaşamış bir Bizans imparatorunun kızını korumaya çalışmasına dayanır. Çünkü; hikayeye göre bu imparator; kızının yılan sokması sonucu öleceği kehanetini öğrenir ve kızını yılan sokmasını önlemek amacıyla bugün Kız Kulesi olarak bildiğimiz kuleyi inşa ettirir, kızını da buraya yerleştirir. Yani bir nevi kızını karantinaya alır. Yıllar geçer, imparatorun kızı epey ağır bir hastalığa yakalanır. Doktorların yoğun çabaları ile kız iyileşir. İyilşemesinden sonra kıza hediye olarak bir sepet içinde üzüm gönderilir. Fakat üzümlerin arasına Kız Kulesine götürülmeden önce bir yılan girmişti. Tahmin edileceği üzere kız üzüm yerken bu yılan kızı ısırır ve imparatorun kızı kehanetteki gibi yılan sokması sonucu ölür. Aslında bu hikaye, kuşaktan kuşağa kaderden kaçılamayacağını belirtek üzere anlatılmıştır. Fakat bu amaçla anlatıla anatıla ve kuşaktan kuşağa aktarılmasıyla, zamanla kız kulesi efsanesi halini almıştır.

Bu kız kulesi efsanesi dışında, bugün gördüğümüz kulenin ne amaçlarla kullanıldığını incelersek; yapıldığı ilk günden bugüne kadar Marmara Denizi'nden geçen gemilere yol gösterici bir deniz feneri olma görevini hiç bırakmadığını görürüz. Bunun dışında Bizansın ilk dönemlerinde bu kule bir anıt mezar olarak kullanılmıştır. Kimin mezarı olduğu tam olarak bilinmemektedir. Sonraki dönemlerde, yine Bizans imparatorluğu zamanında bu binaya çeşitli ekler yapılmıştır ve kız kulesi bir bakıma gümrük kapısı görevi görmüştür. Denizin ortasındaki bir kule böyle bir amaç için kullanılmaya çok müsait olduğu için, Bizans döneminde kulenin gümrük görevi uzun süre devam etmiş ve boğazdan geçen gemiler bu kuledeki görevlilerce kontrol edilmiştir.

İstanbul'un fethiyle beraber Kız Kulesi de Osmanlı Devleti'nin kontrolüne geçmiş ve kız kulesi efsanesi yeni bir boyut kazanmıştır. 1453'ten devletin resmen sonlanmasına kadar Kız Kulesi gösteri platformu, savunma noktası, hastane-karantine bölgesi gibi birçok amaç için kullanılmıştir. Bir dönem Kız Kulesi'nin bugün gördüğümüz kısmı dışında etrafında da bazı duvarlar, vs. Askeri yapılar olması sebebiyle savunma amacıyla stratejik bir konumdaydı. Yani gümrük olsun, hastane olsun, savunma olsun, denizin ortasına böyle inşa edilmiş mükemmel bir yapıyı ne amaçla kullanırsanız kullanın, neredeyse tam verim almanız mümkündür.

Kız kulesi efsanesi cumhuriyet döneminde uzun süre geçirdiği sönük bir dönemden sonra, 2000 yılında restore edilmiştir ve lüks bir restoran halini almıştır. (Bugün gördüğümüz yapının tamamına yakını Fatih döneminden kalmadır. Restore edilen kısım içeride kulenin bugünkü amacına uygun hale getirilmesi için dekorasyon, iç mimari, vs. Alanlarda yapılan yeniliklerdir.) Yani bugünkü kullanılış amacı daha çok hizmet ve turizm sektörlerine yöneliktir. Günümüzde kuleye ulaşım ise Salacak ve Ortaköy'den küçük teknelerle yapılmaktadır.

Kız kulesi efsanesinin eski çağlardan bu yana kullanılmış farklı farklı isimleri olsa da bugün artık Kız Kulesi ismiyle bütünleşmiştir (Diğer dillere çevirisi de bire bir 'Kız Kulesi' sözünün karşılığı olacak şekilde yapılmaktadır) ve Üsküdar'ın sembolü haline gelen bu yapı geçmişteki efsaneleriyle, himayesindeki devletlere verdiği hizmetlerle beraber bugünkü vazifesini başarıyla yürüterek, tüm ihtişamıyla geleceğe doğru bakmaktadır.
" } ] }